Neandertallerin sır perdesi aralanıyor: Yok olmalarının gizli nedeni ortaya çıktı
Neandertal ve Modern İnsanların Kan Grupları Arasındaki Genetik Farklar Ortaya Çıktı
Aix-Marseille Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, Neandertal ve modern insanların genomlarını karşılaştırarak, kan gruplarının genetik yapısını inceledi. Yapılan analiz sonucunda, 20 bin ila 120 bin yıl önce yaşamış bireyler arasında çarpıcı farklar keşfedildi. Modern insanlar, Afrika’dan göç ettikten sonra kısa süre içinde Rh kan grubu sistemine yeni varyasyonlar eklerken, Neandertallerde bu çeşitliliğin görülmediği ortaya çıktı.
Neandertallerin Sınırlı Kan Grubu Çeşitliliği Ve Hastalıklara Duyarlılığı
Neandertallerin kan grubu çeşitliliğinin son derece düşük olduğu ve yaklaşık 80 bin yıl boyunca neredeyse hiç değişmediği belirlendi. Bu durum, Neandertallerin belirli hastalıklara karşı daha savunmasız olabileceğini gösteriyor.
Araştırmacılara göre, Neandertal kadınlarının modern insan veya Denisova insanı erkeklerle çiftleşmesi durumunda, doğan bebeklerde hemolitik hastalık riski yüksek olabilir. Hemolitik hastalık, annenin ve bebeğin kan gruplarının uyuşmamasından kaynaklanır ve bebeklerde sarılık, anemi ve hatta ölüme neden olabilir.
Kan Gruplarının Evrimsel Avantajı
Modern insanların çeşitli kan gruplarına sahip olmalarının, onlara evrimsel bir avantaj sağladığı düşünülüyor. Kan gruplarının belirli hastalıklara karşı direnç sağlayabileceği ve bu sayede farklı çevrelere daha kolay adapte olmalarını sağlayabileceği görüşü hakim. Örneğin, bazı kan gruplarının kolera, sıtma ve COVID-19 gibi hastalıklara karşı daha koruyucu bir etkisi olabileceği düşünülüyor.
Neandertallerin sınırlı kan grubu çeşitliliğinin, türün yok oluşunda önemli bir rol oynayabileceği vurgulanıyor. Bu bulgular, Neandertaller ile modern insanlar arasındaki genetik farklılıkların, iki türün kaderini nasıl şekillendirdiğini anlamamıza yardımcı oluyor.
Ancak, Neandertallerin yok oluşunda kan grupları kadar, iklim değişiklikleri ve diğer insan türleriyle rekabet gibi çeşitli faktörlerin de rol oynadığı düşünülüyor.
Bu araştırma, insan evrimi ve sağlık sorunları konusunda yeni bakış açıları sunarken, gelecekteki hastalıklarla mücadelede kullanılabilecek yeni tedavi yöntemlerinin geliştirilmesine katkı sağlayabilir.